Sevgili Dostlar Merhaba
Hafta sonu şirketimize ait bazı istatistikleri incelerken birden bu paylaşım çıktı ortaya. Bizim genel merkezimizde PDKS (Personel Devam Kayıt Sistemi) kullanılıyor ve bu sistem günün ve haftanın belirli dönemlerinde raporlar üretiyor. Eğer çalışanlarımız mesailerine kabul edilebilen tolerasyon sınırlarından daha geç gelirlerse sisteme geç kalma nedenlerini giriyorlar ve yöneticileri de bunları takip edip gerekçelerine göre onaylıyorlar. Bu sistem şirketimizin özellikle SGK tarafındaki sorumluluklarını kayıt altına almak için gerekli ve iyi bir sistem.
İlgili raporlara bakarken bir çok kişinin defalarca geç kalma gerekçesi olarak aynı mazereti girdikleri ve bizlerinde bu ortak mazereti neredeyse istisnasız olarak onaylamış olmamız dikkatimi çekti. Mazeret ; “Trafikten kaynaklı ve şirket önünde otopark bulunamaması”. Aslında son derece masum ve gerçekçi bu açıklama birden endişe verici bir konuyu akla getirdi. Aynı kişiler ayda 4-5 kez hatta bazen haftada 2-3 kez sabah işe aynı mazeretle masum kabul edilebilecek sürelerde dahi olsa geç kalıyorsa ve bunun önlemini almıyorlarsa burada bir körlük başlamış olabilir mi?
Aslında İstanbul trafiği malum, birde İstanbul’da bir çok şirketin otopark sorunu had safhada dolayısıyla işe geç kalma mazereti bunlar olduğunda kabul edilebilir masum bir gerekçe olarak görülüyor. Aslında bunun önlemini almak bunu yaşayan bizlere düşmez mi. Eğer her gün sabah 07.30 da evden çıktığımızda yetişemiyorsak bu kez 07.15’de evden çıkmayı denemeniz gerekmez mi ? Konuyu daha derin düşündüğümüzde geç kalma sıklığının devam etmesinin aslında bu kadar basit olmayabileceğini söyleyebiliriz.
Zira bu paylaşımımızın asıl nedeni bu mazereti gerekçe göstererek şirkete sıklıkla geç kalmalarımıza dikkat çekmek ya da geç kalmalarımızı Linkedin üzerinden itiraf etmek değil. Asıl önemli konu doğru gitmeyen basit konularda çözüm geliştirmek yerine mazeret kullanmayı alışkanlık haline getirmek hatasıdır. Bunu sadece iş hayatında ki bir tehlike olarak da görmemek gerekir. Bu ve benzer konular gerek iş hayatında, gerek toplumsal yaşamda, gerekse özel hayatımızda bizi tolere edecek muhataplarımıza karşı sorumluluklarımızı suistimal etmek değil midir? Bu paragrafı biraz daha derinleştirdiğimizde yaptığımız işin özü ile ilgili de bu tür duyarsızlıklarımızın gelişmiş olabileceği sonucu ile karşılaşabiliriz. Yani araba ile işe gelirken geç kalma konusu aslında pek önemli olmayabilir. Aynı bu konu gibi işler tıkır tıkır, dos doğru gittiğinde bazı tolerasyonlar göze batmayabilir. Hedefler tutmuş, işler büyüyor ancak her departmanın birkaç konuda aksayan yanları var ve hedefler tuttuğu için bunları görmemezlikten gelmek ya da hoşgörülü yaklaşmak sanırım biz yöneticilerin istemeden yaptıkları en büyük hatalardan bir tanesi. Bu bakış açısını kesinlikle işlerimizdeki tüm detaylarda kullanmamız bizim verimliliğimiz için çok önemli olabilir. Aksi takdirde önceleri kabul edilebilir olarak gördüğümüz eksikliklerimiz zaman içinde işimizin standartlarını düşürecek ve çevremizdeki hoşgörü bizim iş yapma kalitemizin eşiğini aşağılara çekebilecektir.
Ayrıca tekrar geç kalma boyutuna dönecek olursak;
Eğer biz bu konuda tedbirimizi almazsak ve bu ayda iki üç kez olsa dahi şirkete kendi özel aracı ile ya da şirketin tahsis ettiği araçlarla gelenler olarak şirketlerimize servisle gelen arkadaşlarımıza karşı adaletsizlik yapmış olmuyor muyuz? Onlar her gün işlerinin başlarına vaktinde gelebilmek için daha erken kalkarlarken bizlerin daha fazla rahat davranma hakkımız olabilir mi?
Ayda iki üç kez dediğimizde yılda bir aydan daha fazla gün demektir. Böyle bir durumda; şirkete karşı ve örnek olmamız gereken diğer çalışma arkadaşlarımıza karşı sorumluluklarımızı ihmal etmiş olduğumuzun da farkında mıyız?
Şimdi işlerine özel araçları ile zaman zaman geç kalan dostlarımız bu paylaşımdan pek hoşnut olmayabilirler. Lakin yazımızın özü ve asıl amacı sadece işe geç kalmanın kötü bir şey olduğunu vurgulamak değildir, çevremizdeki hoşgörü sınırlarının bizim eksikliklerimizi düzeltmemizin ve kendimizi geliştirmemizin önünde ki en büyük engellerden olduğudur.
En içten sevgilerle