Çalıştığımız şirketlerde iki birim vardır ki diğer çalışma birimleri tarafından pek büyük sempati ile kucaklanmayabilirler. Bir çoğunuzun hemen tahmin edebileceği üzere birisi Mali İşler, diğeri de Bilgi Teknolojileri departmanlarından bahsediyoruz. Yazımızda öncelikle Mali işler departmanına odaklanacağız. Bu anti sempati riski yüzünden bu birimin başındaki yönetici arkadaşlara da diğer tüm birimlerden daha ağır sorumluluklar düşer. Öncelikle tüm finansal konuların doğru ve zamanında kayıt altına alınması ve her şirketin kendi süreçlerine göre en kısa sürede en güvenilir finansal raporların üretilmesi çok önemlidir.
Bu sempati riski neden doğuyor bunu iyi analiz etmeliyiz. İşletmelerimiz kâr amacıyla kurulmuş müesseseler olduğuna ve bu raporlamanın mali işler departmanı sorumluluğunda olduğuna göre, her türlü harcama evrakı bu departmanın disiplini sayesinde doğru kayda girebilir. İşin ilginç tarafı gider faturalarının kabardığı dönemlerde şirket mali raporları negatif yönde alarm verdiğinde bu giderlerin sorumluları çoğu zaman çok ön plana çıkmazlar. Bu giderlerin raporlara intikalini sağlayan Mali İşler departmanı ise bazen haksız yere ispiyoncu muamelesi görebilir. Oysa gelirlerin arttığı dönemlerde de aynı şeffaflıkla bu pozitif rakamlar raporlanır ancak pozitif değerlerin sahipleri daima vardır ve daima ön plandadırlar.
Mali işler departmanı sermayedarlara ve devlete karşı da baş sorumludurlar. Bunlara ek olarak diğer tüm birimlerin tedarikçilerine karşı sorumlulukları vardır. Bu sorumlulukların hepsinin ortak bir dili vardır oda “RAKAMLAR”. Hal böyle olunca şirketlerde matematik düşünceyi 360 derece en fazla içselleştiren departmanda doğal olarak Mali İşler departmanı olmak durumunda kalır. Oysa tüm birimlerin kendi verimlilik kriterlerini mümkün olduğunca matematiğe dökmesi ve her birimin kendi içinde bir “mali işler” bakış açısına sahip olması şirketlerin sürdürülebilirlikleri için önemlidir.
İşletmelerin amacı “Kâr elde etmek” olduğunu unutmayalım. Sürdürülebilir ekonomik boyut için bir işletmenin düzenli olarak gelirlerinin giderlerinden daha fazla olması esastır. Bu yüzden işletmedeki tüm sorumluluk merkezlerinin matematik bakış açısına en fazla sahip çıkan Mali İşler departmanlarına pozitif enerjiyle yaklaşmalarını öneririm. Tabi Mali İşler departmanlarındaki ekiplerinde iletişim süreçlerini sürekli geliştirmeleri ve raporlama dillerini her birimin kendisini daha iyi geliştirmesine hizmet edecek şekilde geliştirmesini bekleriz.
Departmanlar arası oluşabilecek çatışma risklerine karşı tüm birimlerin matematik bakış açısını daha iyi içselleştirmeleri içinde sanırım biz yöneticilere basit gözüken büyük sorumluluklar düşüyor. Ancak bu bakış açısını şirketin geneline yayabildiğimizde öncelikle şirket içi verimliliğin artması sağlanırken bunun kendi özel hayatlarımıza bile pozitif yansıması kaçınılmaz olacaktır.