Yaşadıklarımızın Sorumlusu Kim?

Sevgili Dostlar; Son günlerde o kadar yoğun ve karmaşık olaylarla yüz yüze geldik ki ister istemez yaşadıklarımız hepimizi derinden etkiliyor. Bir yandan olan biteni anlama çabasını gösterirken bir yandan da kendimizi olayların sorumlusunu ararken buluyoruz. Üstelik haber kanalları, sosyal medya ve sohbetlerimiz yoluyla dezenformasyona da maruz kalıyoruz doğal olarak. Tüm bunların sonucunda, haklarındaki bilgilerin doğru…

Halil Erdoğmuş

min read

Paylaş

Yaşadıklarımızın-Sorumlusu-Kim

Sevgili Dostlar;

Son günlerde o kadar yoğun ve karmaşık olaylarla yüz yüze geldik ki ister istemez yaşadıklarımız hepimizi derinden etkiliyor. Bir yandan olan biteni anlama çabasını gösterirken bir yandan da kendimizi olayların sorumlusunu ararken buluyoruz. Üstelik haber kanalları, sosyal medya ve sohbetlerimiz yoluyla dezenformasyona da maruz kalıyoruz doğal olarak. Tüm bunların sonucunda, haklarındaki bilgilerin doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu tam olarak bilmediğimiz insanlar için hükümler ortaya koyup, onları acımasızca yargılayabiliyor ve hatta onları infaz edebilecek noktalara dahi gelebiliyoruz. Maalesef bu bizim güncel bir davranış tarzımız oldu. Kendimizi her konuda en bilgili kişiymiş gibi konuşurken bulunca ister istemez konuştuğumuz her konunun uzmanı gibi davranmaya başlıyoruz.

Şimdi sıkı durun, zira tüm bu yaşananların sorumlusunu birkaç satır sonra bulabilirsiniz. Aman dikkat! Büyük ihtimalle önce kabul edip sonra bu sorumluya da itiraz etmeniz doğal bir refleks olabilir. Elimizde yeterince bilgi, belge, veri olmasa da ısrarla sorumluların kimlik detayları, ikametgah adresleri, geçmişleri vs bir çok ayrıntıyı masaya yatırıyoruz. Sonra üstüne bir de arkasında falanca var, filancanın yardımı olmadan bunu başaramaz, zaten falanca yaşanacakları önceden biliyordu deyip üstüne giyabi olarak infaz ettiğimiz kişi ya da kişilerin birlikte hareket ettiklerinin şemasını dahi çıkarabiliyoruz. Peki yaşadıklarımızın sorumlusu gerçekten KİM?

Doğru cevap için fazla sabırsızlanmanıza gerek yok. İsnat edilen tüm suçları üstlenecek birisi var lakin siz bu cevabı kabul edecek misiniz?

Evet, yaşadıklarımızın tüm sorumlusu BEN’im. Şimdi sorgulamayı derinleştirelim bakalım, BEN’i ne kadar tanıyorsunuz. BEN var ya BEN, BEN her şeyi bilirim. Anlamadığım hiç bir konu yoktur. Herkesin BEN’im dediklerime inanması ve kabul etmesini beklerim. İtiraz olduğu zaman süper bir açıklamam vardır: “Efendim toplumda müthiş bir kutuplaşma oldu, ONLAR şöyle, ONLAR böyle” der uzmanlığımı konuştururum.

O kadar da nezaketliyizdir ki, BEN’im doğuştan kusursuzluğum vardır. Hatta BEN’im hiçbir hatam göze batmaz. Üstelik bu nezaket çizgisi sadece kusursuzluğum ile sınırlı değildir. Konu BEN olunca o kadar çok seversiniz ki BEN’i. Tüm başarıları, güzel şeyleri, tek üreten de BEN’imdir. BEN olmasam, o da olmaz bu da olmaz. Gerçekten karşılaştığımız tüm olumlu durumlar BEN’im sayemdedir. Kimse şu senin çok iyi tanıdığın BEN’in üzerine toz konduramaz.

Bu arada BEN herkesi çok severim. Ancak şartlarım vardır, BEN’imle iyi geçinecek, BEN’im dediklerimden dışarı çıkmayacak, BEN’im gibi düşünecek. Aksi takdirde BEN’im sevdiğim birisi olamaz, zaten aynı fikirde olmadıklarım da BEN’i sevmiyordur.

Bu tavrımız aslında sadece son günlerdeki olaylara ait bir davranış değil. Lakin tüm yaşadıklarımızın içindeki sorumluluklarımızda BEN’im hatalarıma odaklanmadıkça bize kurtuluş gözükmüyor. Her daim başkalarının hataları ile uğraşmaktan dolayı BEN’i unutuyoruz sanki.

Tüm bu acımasız eleştirileri ortaya koyarken, hem yukarıda belirttiğimiz hem de benzer şekilde eleştirdiğimiz sorunların hiçbirinin çözülmediğinin, aynı şekilde ortada durduğunun da farkında mıyız acaba? Sorumlunun BEN olduğu bir dünyada çözümü hep karşıda aradığımız sürece ne değişebilir ki? Hataların en azından birazını BEN’ de görmediğimiz sürece bu yaşadığımız sorunlar artarak devam edecektir, bunu unutmayalım.

Aslında vurgulamak istediğimiz ve dikkat çekmek istediğimiz tam da bu nokta. Yaşadıklarımıza bakış açımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. Ancak hiçbir şeyi değiştirmediğini görerek yine de ısrarla buna devam ediyor olmamız gerçekten çok şaşırtıcı bir uyuma hali.

Şimdi tekrar sorumluya dönelim. Kabul ediyorum:

– Yakın çevremdeki mutsuzluğunuzun nedeni BEN’im, onlara yeterli vakti ayıramadım,

– Şirket içinde gördüğünüz ne kadar olumsuz davranış varsa, bunların hepsinin sebebi BEN’im. Herkesin hataları ile uğraştım durdum, başkalarının eksikliklerini her ortamda dile getirerek BEN’im önemimi her zaman anlatmaya öncelik verdim.

– Arka sokaktaki çöp tenekesinde bulduklarını iştahla yemeye çalışan insan evladının nedeni BEN’im. Yemekhane de artan yemekleri, karnı aç insanlara ulaştırmayı önemsemedim.

– Yığılan işlerinizin ve cevapsız maillerinizin sebebi BEN’im, başarılı insanların çalışma disiplinlerini hiçbir zaman örnek almadım.

Bu listeyi istediğiniz madde ile dilediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Sevgilinizden ayrılmanızdan en sevdiğiniz kitabın kaybolmasına kadar hepsinin sorumlusu BEN’im. Bu kadar basit konuları önemsemiyorsanız, 15 Temmuz’da yaşadıklarımızın sorumlusu da BEN’im. Tabi kabul ederseniz. İşte sorun burada başlıyor. Siz BEN’im sorumlu olduğumu kabul etmiyorsunuz…

BEN kim miyim ? BEN’im işte….

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir