Şirketlerimizde Bulutçu Başı Pozisyonlarına Dikkat!

Bir gün  Sultan, Padişahtan, erkek kardeşi Ahmet Efendi’nin sarayda işe alınmasını rica etmiş. Bunun üzerine Padişah Sadrazamı çağırıp kayınbiraderinin sarayda işe alınması için ferman buyurmuş. Sadrazam  Sultan’ın erkek kardeşini şöyle bir sorguladıktan sonra onun herhangi bir eğitimi veya mesleği olmadığını anlamış. Ancak ferman bu, bir şekilde tatbik edilmesi gerekiyor. Bunun üzerine sarayın bahçesine bir masa,…

Halil Erdoğmuş

min read

Paylaş

Şirketlerimizde-Bulutçu-Başı-Pozisyonlarına-Dikkat!

Bir gün  Sultan, Padişahtan, erkek kardeşi Ahmet Efendi’nin sarayda işe alınmasını rica etmiş. Bunun üzerine Padişah Sadrazamı çağırıp kayınbiraderinin sarayda işe alınması için ferman buyurmuş. Sadrazam  Sultan’ın erkek kardeşini şöyle bir sorguladıktan sonra onun herhangi bir eğitimi veya mesleği olmadığını anlamış. Ancak ferman bu, bir şekilde tatbik edilmesi gerekiyor. Bunun üzerine sarayın bahçesine bir masa, bir koltuk, kağıt ve okkadan oluşan bir hazırlık yaptırıp Ahmet Efendi’yi yanına çağırmış. Kendisine,  havada geçen bulutların sayılması görevini vermiş. Ahmet Efendinin işi  masa üzerinde bulunan kağıtlara sarayın gökyüzünden her gün kaç tane bulut geçtiğini çentikleyip   gün sonunda da toplam bulut sayısını Sadrazama rapor etmekmiş. Ahmet Efendi vakit kaybetmeden işe koyulmuş. İlk zamanlar işler çok kolaymış lakin aylardan bahar olduğu için çok ciddi miktarda bulut yokmuş hatta yaz gelmiş bulut sayılarında önemli miktarda azalma olmuş. Ancak Ahmet Efendi her gün düzenli olarak kaç bulut geçtiğini çentik atıp gün sonunda da sadrazama raporlamayı ihmal etmemiş. Derken sonbahar gelmiş bulut sayıları yavaş yavaş tekrar artmaya başlamış. Kışa yaklaşırken ise bulut sayıları önemli miktarda artınca hemen Sadrazama çıkmış “efendim artık bulutlar o kadar çok arttı ki ben saymaya tek başıma yetişemiyorum, mutlaka bana bir yardımcı gerekli, aksi durumda işim yetişmiyor demiş” Sadrazam Sultanın kardeşi için mi hayır mı diyecek, hemen bir tane daha kadro tahsis etmiş ve Ahmet Efendi’yi de “bulutçu başı” yapmış.

Bu hikayeyi tam 10 yıl önce duymuştum. O günden beri şirket içinde bu konudaki farkındalığımızın arttığını söyleyebilirim. Günümüzde iş yapış metodolojileri hızla gelişiyor. Bırakın sıfırdan oluşacak gereksiz pozisyonları eskiden çok gerekli olan bir departman bile şimdi birden hikayedeki bulutçu başı departmanı olabiliyor. Hatta gerçek anlamda bulut (Cloud) teknolojisi geliştikçe bile bazı pozisyonlar Osmanlı usulü bulutçu başına dönüşebiliyor ve bu pozisyondaki çalışanlar şirketin bir köşesinde duran mobilyalardan farksız hale geliyorlar.

Şirketlerimizde bulutçu başı talepleri iki farklı şekilde olabiliyor:

-Birincisi işler dikey büyürken daha fazla işlem hacmi olduğunda alt kadromuz hemen gelip “efendim iş hacmimiz 3 katına çıktı, bizim de eleman sayımızı arttırmamız gerekiyor” şeklinde gelen taleplerdir. Mesela  mağazacılık yapıyorsanız, mağaza açtıkça mağaza personeli sayınız tabi ki artacaktır, ancak merkezdeki birçok pozisyonun benzer bir artışa ihtiyacı olmamalıdır.

-İkinci şekil ise yatay büyümelerde veya yeni teknolojilerin hayatımıza girmesi ile organizasyon şemasında hiç olmayan pozisyon talepleri doğabilmektedir.

Şunu unutmamalıyız ki verimlilik için hayatımıza yeni bir şey giriyorsa hayatımızdan da eski bir şey mutlaka çıkmalıdır. Bu yüzden özellikle şirketlerin hızlı büyüdüğü dönemlerde yöneticiler kendilerine gelen kadro artış taleplerinde yukarıdaki hikayeyi hiç unutmamalılar. Zira hızlı büyüme süreçlerinde iş yapış pratiklikleri henüz kazanılmadığı anlarda dahi kadroların yetersiz gözükmesi son derece normaldir. Bu süreçlerde dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan birisi, organizasyonu şişirmeden iş süreçlerinin yeniden analiz edilmesi, pratik yolların oluşturulması ve sadeleşmenin hiçbir zaman unutulmamasıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir