Columbia Günlüğü, 7.Gün, 3 Mayıs

3 Mayıs 2019 Cuma  Her zaman olduğu gibi saat 03:00’te çalışıyorduk ve Türkiye’de mesai başladı, hem memleketteki işlerle ilgilendik hem de postalarımızı yanıtladık hem sunduklarımızı yaptık. Bu sabah anketimiz vardı, ayrıca bir HBR makalesinin okunup gelinmesi istenmişti. Biraz da bunu bahane ederek bugün sabah park yürüyüşümüze gitmedik. Biz okula gitmeden whatsapp’tan Efe’nin sunum videosu geldi.…

Halil Erdoğmuş

min read

Paylaş

columbiagunlugu

3 Mayıs 2019 Cuma 

Her zaman olduğu gibi saat 03:00’te çalışıyorduk ve Türkiye’de mesai başladı, hem memleketteki işlerle ilgilendik hem de postalarımızı yanıtladık hem sunduklarımızı yaptık. Bu sabah anketimiz vardı, ayrıca bir HBR makalesinin okunup gelinmesi istenmişti. Biraz da bunu bahane ederek bugün sabah park yürüyüşümüze gitmedik. Biz okula gitmeden whatsapp’tan Efe’nin sunum videosu geldi. Babasından daha başarılı bir İngilizce sunumundan kesin.

Sabah kahvaltısında gruplardan biri geçen hafta sonu Jersey Garden’dan aldığı ödül aylık fiyatının daha da düştüğünü gösterdiği tepkiyi anlattı. Bunu duyunca onlara 3 yıl önce “TUMİ” ile yaşadığım müşteri deneyimimizi anlattım. Genel merkezlere son derece profesyonel bir şekilde gerçekleşen bir gözlemsel yaşantımı, çözüm önerilerimlerle birlikte tespitlerimi anlatan bir sunum sunmuştum. Sonrasında benim bu şekilde bir beklentim turistye rağmen firma bana 549 USD’lik çantayı bedelsiz hediye olarak göndermişti. Bana gönderilen hediyenin benzerine nasıl sahip olabileceğine dair onlara tüyo verdim, sonrasında emek harcayıp harcamadıklarını bilmiyorlar. Bu arada sabahtan otel ile yazışarak ziyaretime gelecek olan Eda için tanıtım yapıldı. 600 USD ücreti zar zor 460 USD ye indirebildik. Tabii nerede olursa olsun, bizim işlemimiz?

Aklımızın aynı anda iki ülkede olması kapasitesinin daha verimli kullanılmasına olanak sağlanması beni oldukça keyifli hissettiriyor. Belki de şu an içinde geçen tempoyu başkaları çok zor, çok yoruluyorum diye yorumlarken biz bu güne ilişkin keyif ve verim perspektifinden bakıyoruz ve doğal bu da süreci daha kolay sahiplenmemize kriz. Ancak bir genel anlamda bu sürdürülebilir bir şey olup olmadığını düşünürken düşünürken daha uzun süre deneme imkanımız olmadan bunu anlayabilmek pek mümkün değil. Uzun seyahatler belirli bir tempo gerektiriyorsa, bu olayla ilgili radikal maceraları alıp, yaşamımı daha verimli hale getirmek için yolu da düşünüyorum. İnsan, kendisi çepeçevre saran parazit sayılabilecek tüm etmenler ve parçaların parçalarının parçalarından hızlı şekilde kurtulabilmeli, kararm işte tam da bununla ilgili. Bu kararın radikal memleket dönüşünde uygulama amacındayım. Bahane parçalarının yaşamımızdaki detoks parçaları hangi kıtada olursa olsun devamı inşaAllah

ŞİMDİ DERS SAATİ;

Saat 09:00’da derse her sabah olduğu gibi Mr. Low ile bir önceki günkü öğrendiklerimizi hatırlama egzersiziyle başladık. Ardından Profesör Joel Brockner ile “Yönetimsel Karar Alma ve Değişim Yönetimi” dersimizi işledik. Her ne kadar yabancı dilim yetersiz gelir gibi görünüyorsa bu yüzden bu çağın başında birçok arkadaşa göre biraz daha fazla aktif dinleyici modülle anlatımları yapmaya çalışmamaya çalıştım. Öğrenme talebinde bulunmak için fena bir masal olmadığını düşünüyorum. Zira masalın kökeni de talepten gelmekteydi. Sizlere de tavsiyem, daha fazla bilgi ve kurulum için kurulum için hayatta kalabilmek için daima talepkar bir masal konumunda kalmamanızdır. Bugün derste öğrendiğimiz önemli bir haftalık cümlesini de paylaşmak istiyorum; Kararın tatmin edici olmaya başlamasıdır, bozulmasına optimize etmeye uygun olmalı ve kolayımıza gelen seçimlerle değil verilerle karar almayı önemsemeliyiz..

Akşam üzeri derslerimiz sonrasında geceye gittik, bir saat kadar daha çalıştıktan sonra 18:30’da Eda’yı karşılamak üzere ayrıldım. Bir miktar gecikmeli geldi, değiştirildikten sonra okul dönüş rezervasyon şekli otelimize yakın lokasyondaki SUSHI merkezlerine gittik. Kendimize göre seçimlerimizi yaptık Amerika’ya geldiğimden beri hafif sayılabilecek ilk akşam yemeğimi yemiş oldum. Aslında Eda yokken 5 gün boyunca akşam yemeğine vakit ayırmamıştım. Yemeğimizin ardından Eda ile birlikte yürüyüşe çıktık. NYC’nin ünlü ve uzak meydanı Times Square’e kadar yürüdük. Filmlerde fotoğraflarda özellikle kullanılan renkli tabelaların, bilboardların meşhur meydanıydı. Neredeyse günün 20 saati yoğun kalabalık, burada insanlar koşuşturduğu, birçok film ve çizgi film karakterinin kostümünü giyerek paranın karşılığını fotoğraflayan bir yer. Biraz hafif yağmurla dönmeye karar verdik. Otelimize genel kahve için ikimizin de dikkat çekici Maison Kayser deneyimi yaşandı. Ekonomik ancak pahalı sayılabilecek bu cafe makarnası, cheesecake yiyip kahvelerimizi içtik. Hamd olsun bugün de faydalı bilgiler edindiğim, çoğaldığı Eda’ya kavuştuğum Türkiye’deki işlerde stressiz bir şekilde takip edilebildiğim için şimdi keyifle analizlere geçebiliyorum…..