Columbia Günlüğü, 6.Gün, 2 Mayıs

2 Mayıs 2019 Perşembe Burada erken yatıp erken kalkmayı rutinimiz haline getirmek harika hissettiriyor. Muhtemelen hangi kıtayasek gider, hamd olsun yayılmamızı hızla adapte olabiliyoruz. Bu sayede hem Türkiye’deki işlerimizden uzak kalmayı başarabiliyoruz, hem de erken kalktığımız için ders çalışabiliyoruz ve sabahın tüm enerjisini yüksek depolama miktarıyla daha verimli hale getirebiliyoruz. Bu sabah saat 03:00’te uyanıp…

Halil Erdoğmuş

min read

Paylaş

columbiagunlugu

2 Mayıs 2019 Perşembe

Burada erken yatıp erken kalkmayı rutinimiz haline getirmek harika hissettiriyor. Muhtemelen hangi kıtayasek gider, hamd olsun yayılmamızı hızla adapte olabiliyoruz. Bu sayede hem Türkiye’deki işlerimizden uzak kalmayı başarabiliyoruz, hem de erken kalktığımız için ders çalışabiliyoruz ve sabahın tüm enerjisini yüksek depolama miktarıyla daha verimli hale getirebiliyoruz.

Bu sabah saat 03:00’te uyanıp hem maillerimi temizledim hem de tekrar dağıtım notlarının üzerinden günlük kaydını kaydetmeye devam ettim. Diğer sınıftan bir arkadaşımı saat 06:00’da Central Park’a keyifli bir yürüyüşe davet ettim. Günün erken saatlerinde, yatakta uyuyor olmak ya da burada vakit geçirmek yerine burada olmayı tercih etmemden çok ihtiyacım zira bu başlangıç ​​günü içinde bana dinginlik kazandırıyor. . Doğa her zamanki gibi çok ilham verici, sıradan insanlar gibi dinlenmeye devam ederler da yok! 🙂 her gün yenileniyorlar. Bu sayede biz de yenileniyoruz. Parkın içinden geçerek memleketim Uşak için büyük hayaller kurdum. Daha sonra odamıza hazırlanacağız ve okulumuzdaki kahvaltıya yetiştik.

Bu arada bahsetmek istediğim bir konu var.Benim yaşım 50 iken benimle birlikte eğitim alan kardeşlerin 2 kişi hariç yaşları oldukça düşük Ve bence hepsinden daha eğitimli ve donanımlılar. Hepsinin çevre bilincinin oldukça yüksek oldukları halde eksik olan bir şey dikkatimi çekiyor. O da şu; geri dönüşüm oranlarının hepsini kesin olarak bildikleri bir çok şey olmasına rağmen, söylenilenlerdense yapılanlar daha önemli değil midir? Birlikte kullandığımız kahvaltılarda gözlemlediğim kadarıyla tabaklarımıza tüketebileceğimizden fazla yer alıyoruz, kalanını ise hiçbir gıda rahatsızlığı hissetmeden tüketmiyoruz. Dünyanın her günü, gün geçtikçe azalıp hızla gelişen yaşamlarımızda bu davranış düzeyinde biraz bilinçsizlik değil midir? Her türlü yiyecek içeceğe, kârlı malzemelere karşı tüketimimizin özellikle eğitimli kitlede daha fazla olması gereken kanındayım. Bu konuda ülkelerini artırıcı cümleler kurduklarında ise beni biraz koruyabiliyorlar. Columbia’da ticaret müzakere ve geri bildirim derslerinde bu konuda nasıl konuşabildiğimi öğrenebilirim, yeni davranış ve cevapların kapsanabileceğine ilham alabilirsem, fazladan bir şey öğrenmiş olmayı düşünüyorum diye düşünüyorum.

ŞİMDİ DERS ZAMANI

Her kalan olduğu gibi saat 09:00’da seyreltilmiştik Murray Low geldi, daha sonra dünkü derslerde aklımızda insanlarla ilgili beyin fırtınası yaptık. Muhtemelen burada algılarımızın öğrenme durumunu bir kez daha görüyoruz. Kendi deneyimlerimiz ve bakış açımızla öğrendiklerimizi farklı bilgilerle sentezliyoruz. Neriman Ülsever’in Sabancı’da yaptığı konuşmada dikkatimizi çekerek yüksek lisans eğitiminin geçmiş akademik bilgilerimiz ve iş hayatındaki deneyimlerimiz ile ilgili özet yaklaşım yaklaşımı geldi. Bu mantıksal beynimizin çalışma metodolojisini anlatan Gizli gizli algı ve beyin iş birliği ayrıntılı olarak anlatılmaya başlandı. Yeri gelmişken bu kitabı okumayı da tavsiye etmek isterim.

Beyin fırtınamızın ardından bu kez derse Profesör Robert Bontempo geldi. 6 kardeşin 5.si olduğunu belirtti derse başladı. Ailede ilk çocukluk dönemi, ikinci çocuk dönemi ve tek çocuk dönemi bazı davranış stillerinde benzer tutumlar gösterebilme yeteneğimiz konusunda farkındalığımızı arttırdı. Dersimizin ana konularını “ikna ve Etkileme” üzerineydi.

Akşam çıkış ders çıkışımızda ise ayarlamaya giderek ders çalıştık. Ortamdan bahsetmem gerekirse çok etkileyici ve sakin. Sabancı Üniversitesi Kütüphanesini tenzih ederim, acaba Türkiye’de kütüphanelerimizde fısır konuşmalar ve bazı güçler hakim olabilirken burada dikkatimizi dağıtacak tek bir şey olmadı. Bundan dolayı odaklanmamız artıyor ve bakış açımız çalışma konusunda daha bir güdü hissediyoruz. Hatta sessizlikten o kadar etkilenmiş olacak ki, bilgisayarın şarjı bitmişti ve orada olup, mevcut prize uymayan şarj kablosu vardı. Masamda bulunan Japon arkadaş, uzun süre takılı olan adaptörü bana verebileceğini düşündüm. Lakin ortam o kadar sessizdi sessizliği bozup hatalı adaptör istemeye bile utandım. Ancak ya bu keyifli bir arada çalışmayı sonlandıracaktım ya da şarj problemimi çözeceğimti. Karşımda oturan bu Japon gence bana 15 dakika adaptörünü verebilir diye yanlış yazdığım kağıdı uzatırım. İkimizde de hoş bir gülümseme oldu ve özgürlük içinde bozulmak, her şeyi rahatsız etmemiş olan huzurunu kaybedenler. Anlatmaya büyük önem veriyorum; belleğin içinde işte tam da bu kadar hassas olmaya yönlendirilen bir sessizlik vardı. Nezaket gereği ödülü iade ederken “arrigato” demeyi ihmal etmedik.

Bugün, sonraki birçok çipi fazla kaçırmış olmam için pek iyi olmadı ve bana küçük bir uyarıda bulundu 🙂 1,5 saat kütüphanede saklandıktan sonra döndürüldükten sonra erkenden kaydedilebildik.