Şikayetlerimizin Aslında Bir Liderlik Fırsatı Olduğunun Farkında mıyız?

Sevgili Dostlar

İnsan evladının sanırım yaratılışında  sürekli ve her durumda öncelikle şikayet edilecek bir nokta bulma  fıtratı var. Böyle olunca  genetik kodlarımız  gereği,  sürekli şikayet eder haldeyiz. Yağmur yağdı ıslanmaktan, güneş çıktı terlemekten, kar yağdı kaymaktan şikayetçiyiz, üstelik bunların yokluğunda da bu sefer yağmur yok, güneş yok, kar yok diye şikayetçiyiz. Hep şikayet hep şikayet, kısacası çoğu zaman ne istediğimizi de  bilmediğimiz kesin.  Tabi bazen gerek kendi hayatımızda, gerek işyerimizde, gerekse memleketimizde ciddi anlamda üzücü olaylar  yaşanabiliyor ve bu yaşanan durumlarda  bizim şikayet etme  tavrımıza  güç veriyor. Belki de  kullandığımız  kelimelerin aslında şikayet anlamına  geldiğinin farkında değiliz.

Çoğu zaman üzüntü ifadelerimizin  aslında birer  şikayet cümlesi anlamına  geldiğini ve bizi yönlendirebildiğini düşünmüyoruz. Üzüntü hissimiz ile sorumluluklarımızı hatırlama bilincimiz aynı anda  zıt kutuplara  kayabiliyor.  Geçenlerde whatsapp grubumuzdaki bir arkadaşımız,  katıldığı uluslararası bir davetten çok etkilenmiş ve şöyle bir paylaşımda  bulunmuş; “Başka milletlerin tartıştıkları konular nerde biz neleri tartışıyoruz, hakikaten biz başka bir dünyada yaşıyoruz, çok üzücü”  Hayır güzel  arkadaşım  üzücü  değil, aksine  muhteşem bir fırsat. Şimdi sen o katıldığın toplantıda bizim ülkemizde ya da çalıştığın şirkette hiç konuşulmayan,  içerik olarak zengin herkesin ufkunu açan bir şeyler duydun ya. İşte sana muhteşem bir liderlik fırsatı daha.  Bu durumu  üzülecek bir bakış açısıyla  seyir mi edeceğiz, paylaşımcı bir lider gözüyle hemen benzer bir etkinliği yapmak için fırsata mı dönüştüreceğiz.

Malum bu yazıyı okuduğunuz noktalardan birisi de Linkedin, yani  eğitim, bilinç hayat görüşü vs bir çok konuda nispeten bir süzgeçten geçmiş kişilerin  bulunduğu bir platform.  Burada  kimsenin  şikayet etme kültürünü  geliştirerek  kendisine, ailesine, ülkesine ve dünyaya  faydalı bir şeyler yapamayacağını bilmesi gerek.  Şikayet edeceğimiz  her  anın bizler için bir liderlik fırsatı olduğunun  farkında değil miyiz acaba?  Üstelik şikayet ederken  zaten konunun doğrusunun nasıl olması gerektiğine  dair  düşüncelerimizi de  ifade  ediyoruz.  O zaman çaresini de  bildiğimiz her şikayet konusunun çözümü  için  neden liderlik  yapmayı denemeyelim.

Konuyu uzatmadan evimizde, işimizde hemen son 48 saatimizi düşünelim, beğenmediğimiz,  eleştirdiğimiz, üzerine  emek sarf edebileceğimiz yakınlıkta ve kolaylıkta  yaşadığımız  bir konuyu ele alalım, mutlaka liderlik yapıp çözmeyi deneyelim. Unutmayalım şikayet kültürü, üzüntü hissi  ile kol kola girdiğinde  o kadar tehlikeli bir duygu ortaya çıkar ki, toplumsal verimliliğimize zarar verebilir  buna  dikkat edelim.  Üzüntülerimiz bir travmaya dönüşüp, sorumluluklarımızın  önüne  geçmesin. Şimdi sizin için LİDERLİK zamanı..

Leave a Comment