Hepimiz zaman zaman kendimizi başarının sorgulandığı sohbetlerde bulabiliyoruz. Herkesin kendisine koyduğu bir başarı hedefi mutlaka vardır. Kimimiz bunun farkındadır ve kendisini başarıya götüren metodu biliyordur, kimimiz de çok çalışarak bir şekilde başarılı olacağımızı düşünür ve gayret gösterir. Birde armut piş ağzıma düş yolunu seçenler vardır. Onların seyahatleri de durakta BAŞARI TURİZM’in Otobüsünü beklemeye benzer. Nedense bir türlü gelmez o durağa otobüs, bir gece yarısı geldiğinde de zaten otobüs doludur, oturacak yer yoktur.
Bu yazıda dikkat çekmek istediğimiz konu ise “biliyorum” diye başlayan ya da biten cümlelerimizin bizim başarı yolculuğumuzda ki negatif etkisi. Zaman zaman ekip arkadaşlarımızla fikir alışverişlerimizde, bildiğimiz tek şeyin henüz öğrenecek çok şey olduğunu belirtiyoruz. Buna rağmen özellikle üst seviyede ki arkadaşlarla bir şey paylaştığımızda, karşımızda ki kişi cümleye hemen “biliyorum” diye başlıyor. Zaten sen biliyorum dediğinde bilinçaltı gerisini dinlemiyor bile. Beyin bildiğini kabul ettiği bir şeyi tekrar kayda almıyor ve yeterli konsantrasyon vermiyor. Sen gerçekten bildiklerinle sınırlı kalıyorsun.
Radyoda bir konuşmacı bugün şunu anlattı. Geçmiş zamanın çok zengin ve önemli şahsiyeti Halife Harun Reşit’in danışmanlarından devrin bilgini Ebu Yusuf’a 20 soru sormuşlar, 19 soruya “bilmiyorum” diye cevap vermiş. “ Madem bilmiyorsun, halife sana niye maaş ödüyor?” dediklerinde, “Halife bana bildiklerim için maaş ödüyor, bilmediklerim için de ödese hazinesi yetmez.” Cevabını vermiş. Ne kadar derin ve önemli mesaj var bu cevabın içinde. Bilmediklerimizi kabul edebilme erdemi bize ne kadar büyük rütbe kazandıracak ve bildiğimizi sandığımız konularda dahi ne kadar fazla detay öğrenmemizi sağlayacak bir bilebilsek. Sanırım bir şeyleri az bildiğimizin zannedilmesinin egomuza vereceği zarardan korkuyoruz. Ya da çevremizde adama bak o koltuğa oturmuş ancak hiçbir şey bilmiyor diye alay edecekler diye çekiniyoruz.
Çevremizde konuşulanları, okuduğumuz kitabı, izlediğimiz filmi bile seyrederken ben bunu zaten biliyorum ön şartı ile yorumluyoruz. İşte o noktada beyin devreye giriyor ve bildiğini kabul ettiğin için o yeni mesajları dikkate almıyor. Bu yüzden tavsiyem iyi bir dinleyici olmaya gayret etmek bile öğrenmek için atılan çok büyük bir adım olacaktır.
Kısaca en iyi bildiğimiz şey 47 yıldır cehaletimizde kat ettiğimiz yolun, kat edilecek yol yanında fark edilmediği gerçeği. Öğrenmeye devam….
Sevgiyle kalın